İmamoğlu’ndan iktidara: Böyle devam ederseniz tepeden aşağı kirlenirsiniz, tarihe gömülürsünüz!

T24 Haber Merkezi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, muhalefet partilerince yönetilen belediyelere kayyım atanması ve SGK borçları gerekçesiyle hesaplarına haciz konmasına reaksiyon gösterdiği konuşmasının satır ortalarında çarpıcı bildiriler verdi. İmamoğlu, “Öyle soruşturmayla davayla, hacizle bizi durduramazsınız. Milletin gönlünde edindiğimiz o gururlu, tertemiz yeri kirletemezsiniz. Tek yapacağınız iş; bu türlü devam ederseniz, doruktan aşağı kirlenirsiniz. Ve o kirli halinizle milletin karşısına çıkarsınız. Millet de o tertemiz eliyle sizi sandıktan yollar, gidersiniz. Tarihe gömülürsünüz” dedi.

 Muhalif belediyelerin SGK borçları gerekçesiyle hesaplarına bloke konmasıyla ilgili tartışmalar sürerken, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Tuzla Toplumsal Ömür Merkezi Temel Atma Töreni’nde konuştu. “Bizim için milletin parasını millete dağıtmak temeldir. Ölürüz de bundan vazgeçmeyiz. Zira böylesi bir yol, milletin parasını millete dağıtma yolu, bizim için haysiyet ve gurur yoludur” diyen İmamoğlu, “Bundan vazgeçmeyiz. Milletin parasını millete vermenin erbabı, uzmanı biziz. Millet bunu gördü. Bakın; bundan vazgeçmeyecek. Onların zihniyeti, onların uzmanlığı öteki. Onların uzmanlığı, milletin parasını millete vermiyor. Onların uzmanlığı, milletin parasını israf çarkının içine sokup, çarçur edip, oradan kalan posasını millete dağıtıyor. Biz ise, milletin parasının tamamını, milletin cebine sokmak için çaba ediyoruz” tabirlerini kullandı.

İmamoğlu, “Öyle soruşturmayla davayla, hacizle bizi durduramazsınız. Milletin gönlünde edindiğimiz o onurlu, tertemiz yeri kirletemezsiniz. Tek yapacağınız iş; bu türlü devam ederseniz, zirveden aşağı kirlenirsiniz. Bu kadar söyleyeyim. Zirveden aşağı kirlenirsiniz. Ve o kirli halinizle milletin karşısına çıkarsınız. Millet de o tertemiz eliyle sizi sandıktan yollar, gidersiniz. Tarihe gömülürsünüz” diye konuştu.

“Suriye sorununda hakikat adımlar atılmaz ise çok büyük tehditler önümüzde birikir”

Suriye’deki gelişmelerle ilgili de konuşan İBB Başkanı, şunları kaydetti:

“Suriye sıkıntısında yanlışsız adımlar atılmaz ise, çok büyük tehditler önümüzde birikir ve barındırmaktadır. Hakikat adımlar atılır ise, ülkemiz ismine büyük fırsatlar barındırır, barındırmaktadır. Geçmişten bugüne, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en berbat dış siyasetinin yapıldığı Suriye’de, artık yanlış yapılamaz. Eksik davranılamaz. Bu sıkıntılar varken, sen dönüyorsun Ekrem İmamoğlu’yla dava üzerinden uğraş, birini kayyımla içeride tut, belediyelerin hacziyle uğraş, hukuksuzluk yap, hukuku baskı altında tut vesaire vesaire… Yahu bunları bırak. Memleketin daha büyük işleri var. Memleketin hudut dışı büyük işleri var. Memleketin iktisatla sıkıntıları var. Eğitimle sıkıntıları var. Adaletle meseleleri var. Bir alanda tek bir âlâ atak görelim, seni alkışlayalım. Niçin bu fırsatı vermiyorsun bu millete?”

NE OLMUŞTU | Beşar Esad devrildi, HTŞ iktidarda; neler oluyor?

“31 Mart’ta bildirisi alıp, başını öne eğip, yolunu ona nazaran çizmeyenler var”

Konuşmasında iptal edilen 31 Mart 2019 mahallî seçimlerini hatırlatan İmamoğlu, şöyle konuştu:

“O istikametiyle biz, iletimizi almış, yolumuza devam ediyoruz. Bildirisini almayanlar var. 31 Mart’ta iletisi alıp, başını öne eğip, yolunu ona nazaran çizmeyenler var; Ankara’da hükümet olduğunu düşünen anlayış. ‘Düşünen’ diyorum, zira 31 Mart’tan itibaren Türkiye’de birinci parti CHP ise ve mahallî idarelerde bu kadar hizmet yapıyorsak, tavır ve halimiz iktidar hali olmalıdır. Elbette yetkili olduğumuz alanları biliyoruz. Yetkinin bize ilişkin olmadığı alanları da biliyoruz. Merkezi yönetime ilişkin olan alanları da biliyoruz. Fakat kıymetli dostlarım, makus olan şu: Evet, 31 Mart’ta iktidar, seçim sonuçlarından gerekli dersi almadı. Seçim öncesi yaptığı yanlışların farkında değil. Seçim öncesi ne yaptı? Ayırmacılık, kayırmacılık yaptı, işleri engelledi. Daha berbatı; işleri engellediği üzere, hakikaten alışılagelmemiş, hani siyasette bazen partili olma istikametinde kayırmacılık uygulamalarını görmüş olabiliriz… Geçmişte de vardı bu. Fakat bu seçimden evvel, hatta 2019’dan itibaren yaşadığımız genel seçimler dahil, orantısız güç kullanma, rakibini ezmek, rakibini çiğnemeye çalışmak, demokraside ve hukuk devletinde asla olmayacak uygulamaları yapmak, bugünkü iktidarın yaptığı kusurlar.”

“Onun için yanlışsız dürüst icraat yapamıyorlar, onun için vatandaşa hizmet götüremiyorlar”

“Bunlar, toplumu gerecekler”

“Bunlar, toplumu gerecekler. Kutuplaştırmaya ve siyasi rakiplerini engellemeye devam edecekler. Karalayacaklar. Mümkünse siyasetin dışına atmaya çalışacaklar. Bunun peşinde olacaklar. Yetinmeyecekler, belediyelerin bir kısmına kayyım atayacaklar” diyerek kelamlarına devam eden İmamoğlu, “İşte atadılar, Esenyurt Belediye Liderimizi mahpusa koydular. Her gün bir şey uyduruyorlar. Kiracısına gidiyorlar, öğrencisine gidiyorlar. Hayatında tek bir soruşturma geçirmemiş bir insanı, bir akademisyeni, bir profesörü, kendi aktifliklerine çağırıp akıl sordukları, brifing aldıkları bir insanı, sadece CHP’den Esenyurt’ta belediye başkanı olduğu için hapse atıyorlar” diye konuştu.

NE OLMUŞTU | CHP’li Esenyurt Belediyesi’ne ve DEM Partili belediyelere kayyım atanana süreçte neler yaşandı?

İmamoğlu konuşmasına şöyle devam etti:

Erdoğan’ın kelamlarını hatırlattı: “Sen, 13 bin oyla İstanbul’u kazandığını mı zannediyorsun?”

“20 milyonluk bir kentin inisiyatifini, sandıkta çıkan sonucunu hem de lisan ile ikrar ederek, itiraf ederek, ‘Sen, 13 bin oyla İstanbul’u kazandığını mı zannediyorsun…?’ Bir oyla bile kazanılmaz mı seçim? ‘Bir oyla on üç bin oyla sen seçimi kazandın mı zannediyorsun’ diyerek, yargıyı baskı altında tutarak, seçimi milletin elinden çaldılar. Onun için, bunları unutmayın. ‘Ne yapabilirler?’ Her şeyi yapabilirler. Bizi yıldırabilirler mi? Asla! Asla! Vallahi biz hem kentimizin, muhafızları hem de bu hoş devletimizin, Cumhuriyetimizin, demokrasimizin yılmaz bekçileriyiz, o kadar. Yılmaz bekçileriyiz. Biz, onlara benzemeyiz. Bizim prensiplerimizin kökü sağlam, temeli güçlü. Biz, ‘biz’ diyoruz zira. ‘Ben’ demedik. Mustafa Kemal Atatürk, bir gün ‘ben’ dedi mi? ‘Biz’ dedi, biz. Jendini düşündü mü? Düşünmedi. ‘Biz’ dedi; memleketini, milletini düşündü.”

“Öyle soruşturmayla davayla, hacizle bizi durduramazsınız; latife üzere yahu! Güldürü filmi!”

“Zor vakitte yaptığımız her işin, aslında bir toplumsal dayanışma olduğunu unutmadan yapıyoruz. Buradaki tesis de o denli. Onun için 20 tane kütüphaneyi 71 tane yaptık yalnızca 5 yılda. Her birisi bir kültür merkezi üzere çalışıyor. Onun için toplumsal hayat merkezlerini açıyor, vatandaşlarımızın hizmet alma hislerinde şunu besliyoruz: Ben eşitleniyorum. Ben mağdur değilim. Onun için toplumsal tesislerimizi arttırıyoruz. Daha ucuza besine erişsinler, çayını, kahvesini içsinler diye. Toplumsal takviyeleri yaparken, tıpkı vakitte İstanbul tarihinin en büyük altyapı yatırımlarını yapıyoruz. 100 milyarı aştı İSKİ’yle yaptığımız altyapı yatırımı 5 yılda. Yalnızca İSKİ. Onun için bu çalışmaları, o güçlü icraatları yapmaya devam ediyor. O denli soruşturmayla davayla, hacizle bizi durduramazsınız. Milletin gönlünde edindiğimiz o onurlu, tertemiz yeri kirletemezsiniz. Tek yapacağınız iş; bu türlü devam ederseniz, doruktan aşağı kirlenirsiniz. Bu kadar söyleyeyim. Zirveden aşağı kirlenirsiniz. Ve o kirli halinizle milletin karşısına çıkarsınız. Millet de o tertemiz eliyle sizi sandıktan yollar, gidersiniz. Tarihe gömülürsünüz. Yok SGK borcu, yok belediyelerin üstüne git, yok efendim belediyelerin hesaplarına haciz koy, yok ‘silkele, bilmem ne! Latife üzere yahu! Güldürü sineması.”

“Muhalefet konuşması yapmıyorum, yakarır üzere anlatıyorum”

“Ben buradan bir muhalefet konuşması yapmıyorum. Bakın, yakarır üzere anlatıyorum. Niçin biliyor musunuz? Tahminen düzelirler diye. Zira, bu berbat niyetli siyasetlerle bir arada, bu milletin ızdırabını arttırıyorlar. Hala cebindeki para azalıyor. Hala milletin iktisadı perişan. Ticaret perişan. İktisat perişan. Eğitim perişan. O bakımdan yıkıcı ve insanların canını sıkan, paramparça eden enflasyon hala düşürülemiyor. Dedim ya az evvel, yok efendim SGK borcu, şu, bu… Yahu bütün SGK borcu, bütün SGK’ya alan borçlu kurumların yalnızca 10’da 1’i belediyeler.  2024’teki SGK’nın toplam gelirinin yüzde 2,5’u değil belediyelerin olan borcu. Belediyeler derken, bütün belediyeler yani. AK Partilisi, CHP’lisi… Göz diktiğin şeye bak. Yaptığın işe bak. Latife üzere yani. Sonuçta bugünkü belediyelerin yarısı CHP’li değildi de 6 ay evvel, 7 ay evvel. Yarısı öbür belediyelerde. Birçok AK Partiliydi. Borçları oradan devraldı arkadaşlarımızın birçok. Biz dahil. Bu bildiğiniz bir sayfa yani, ayıp değil mi? Pekala ne olmalı? Yolunu da gösteriyoruz: Davet edeceksin, oturacağız. Gittik de anlattık da bakanlara. Oturacağız, borçları konuşacağız. Ödenebilecek bir formda yapılandırılacak ve belediyeler, onları yapılandırılmış formuyla ödeyecek. Bunlar yapılır.”

“Belediyenin kasasındaki paraya göz dikilir mi?”

“Belediyenin kasasındaki paraya göz dikilir mi? Evvelden 20 senede aldıkları, bakanlığın yapıp belediyeye devrettiği metroların tam 11 milyarını, bizden 10 ayda aldılar biliyor musunuz? 10 ayda 11 milyar lirayı cebimizden aldılar. Niçin? Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet Halk Partili diye. Yani ne olacak? ‘Ekrem’in birazcık boğazını sıkalım, iş yapamasın!’ Yahu boğaz sıktıkça biz işimizi daha çok yapıyoruz, onu söyleyeyim. Bu bakımdan, bu halde tavır ve tutumlardan vazgeçmezseniz, bu millet sizi, nitekim aslında gözünden düştünüz de büsbütün tarihe gömüleceksiniz. Tarihe gömüleceksiniz. Bak bu kadar net. Bakın; Türkiye’nin en prestijli dış borçlanmasını yapan belediye olduk. Ve tarihte olmamış uygulamalarla, tahvil ihraçlarıyla yurt dışından kaynaklar bulduk. Bu kadar prestijli bir İBB… 5 yıldır, ona buna, havalara uçuşurcasına kredi dağıtan kamu bankalarından 1 lira kredi kullanamadık, bir lira, bir lira. Ayıp değil mi? Kimin bu? Milletin bu. Bakın bunları anlatın. Lakin ne yaparsanız yapın, bu millet israfçı ve icraatçı idare ortasındaki farkı görüyor. Milletin, milletin durumunun farkında değiller. Onun için ne yapacak bu millet? Rantçılık devranına son verecek, halkçılık dönemine ‘buyur gel kardeşim’ diyecek. Bu kadar kolay. Halkçılık devri başlayacak.”

“Devlet yöneticiliği bu türlü olur”

“Bu millete kötülük yapmayı bırakın. Daima bir arada güzellikte yarışalım. Daima birlikte daha güçlü bir ülkenin var edilmesi konusunda birlikte yarışalım. Suriye meselesi… Ben ne dedim? ‘Belediye olarak hazırız. Suriyeli insanların buradan gitmesine, orada toplumsal belediyecilik üzerinden, bakın kreşinden toplumsal ömür merkezlerine, birtakım tesislerin yapılmasına, hizmete alınmasına, her konuda, bütün tecrübemizle seferberliğe hazırız’ dedim. Hazırız. Olmak zorundayız. Zira bu ülkede sayısı muhakkak olmayan, 6 milyon mu, 7 milyon mu mülteciyle karşı karşıya kaldık? Niçin kaldık? Niçin 13 yıldır buraya birikti? Bundan sonra bunu düzeltmek için büyük bir iş birliğine, büyük bir el birliğine, büyük bir seferberliğe, ulusal bir sıkıntı üzerinden gayrete gereksinimimiz vardır. Bunlarla uğraşın, bunları çözün. Birebir masaya gelelim, birebir masada konuşalım. Tıpkı masada bu tıp olayları çözmeye çaba edelim. Devlet yöneticiliği bu türlü olur. Devletin esasen meselelerine tahlil bulmak bu türlü olur.”

Konuşmaların akabinde Tuzla Toplumsal Ömür Merkezi’nin temeline birinci beton döküldü.